52 yaşındaki Patrick Chappatte, 20 yıldan uzunca bir süredir International Herald Tribune ile The New York Times'ın uluslararası baskısının editoryal karikatürcüsüydü. NYT’ın karikatür yayınlamama kararına karşı sesini yükselten az sayıdaki çizerlerden biri oldu.
Patrick Chappatte'ın The New York Times (NYT) ile sözleşmesi, gazetenin politik karikatür yayınlamama kararı ile son buldu. Chappatte’e göre bu 'oto-sansür' uygulamalarının önünü açmakla ilgili.
- Blogunuzda gazeteyi eleştirdiğiniz süreden bu yana New York Times'tan haber aldınız mı?
Hayır, ama almayı da beklemiyordum. Politik karikatüre son verdikleri haberini yazımdan on gün önce aldım, çizgi roman röportajı tarzında bir işbirliği için kapıyı açık bırakmışalardı. Ancak bu tür çizimler politik karikatürün yerini tutmaz, dolayısıyla sözleşmem sonlandırıldı.
Sonuç olarak en basit ve radikal adımı atmaya karar verdiler: Çizerin özgürlüğünü nasıl denetlesinler ki? Hiç çizmesin daha iyi. Siyasi karikatür yayınlamama kararının o skandal karikatür davasıyla (Antonio Antunes’in karikatüründen söz ediyor- çn) hiçbir ilgisi yokmuş. Siyasi karikatür onlara göre değilmiş. Bu mesaj, dünyanın dört bir yanında tehlike altında olan, kimisi hayatını yitirerek, kimisi hapse girerek, kimisi de sürgün edilerek bedel ödeyen basın çizerleri tarafından nasıl algılanır? Kanımca oto-sansüre yol açılıyor.
- New York Times’da politik karikatürün düzeni yıkmasından mı korkuluyor?
Politik karikatürün alışılmış kriterlere göre denetlenmesi zordur. Bir makale denetlenebilir, ön okuması yapılır, gerekirse bazı sözcükler değiştirilebilir. Çizim ise, blok bir görüntüdür. Bazen bir çizimi yayınlamamaya karar verebilirsiniz, bazen de bir çizimi yayınlayabilir ve suratınızda patladığını sonradan fark edersiniz. NYT'de krize yol açan sorunlu karikatür tartışmaya açık olmalıydı. Ancak, gazeteler saldırıların hedefi olduklarında, mesleğin ilkelerini kendileri için uygulamakta zorluk çekerler. Bakış açısı yayınlamak, geri adım atmak, analiz etmek... Artık NYT'de, bu rolü üstlenecek ve “Durun... sakin olun... şöyle oldu... bu çizimin nedeni... vb...” diyecek bir kamu editörü (okur temsilcisi- çn) yok.
- Antonio Antunes'un köpek şeklindeki Netanyahu’ya iple bağlı kör Trump çizimi sizce açıkça antisemitik bir karikatür müydü?
Bunu tartışabiliriz. Ancak bir taraf aforoz ederken, diğer taraf da özür dilemekle yetinde. Antisemitizm suçlaması, öldürücü bir argümandır. Yarı antisemit yoktur, bir kişi antisemittir ya da değildir. Suçlamanın ardından etiket yapıştırılır, üzerinde tartışılmaz. Bu karikatür, New York Times’ta yer almaması gereken talihsiz bir çizimdi.
Antonio, bildiğimiz Filistin yanlısı Siyonist karşıtı bir eski güzel solcu. Niyeti açıkça politikti, ancak sorunlu klişeler kullanmıştı. Mesele sosyal ağlarda hızla büyüdü ve öfkeli, sinirli sesler sonucu belirledi: Fox News, Trump'ın oğlu Breitbart ... hepsi New York Times'a saldırmaktan büyük haz duydular. Bu karikatür yüzünden gazete saldırıya uğradı.
- Bu mesele, NYT muhabirlerini sorunlardan kaçınmak için bazı konularda otosansüre zorlayabilir mi?
Muhabirlerin elinde kendilerini korumak ve savunmak için nüans kullanmak gibi araçlar var. Ancak, tabii ki bu durum, hem Times hem de başkaları için bir mesaj içeriyor. Evet, özgürlük karmaşıktır, bazen kaygan, bazen dağınık. Bazen mesajlar layıkıyla iletilemez. Fakat biraz sağlam durmanız ve görevinizi yerine getirmeniz gerekiyor: Özgürlük alanlarını yönetin ve onları savunun.
- Karikatürcü mesleği giderek daha mı fazla tehdit altında?
Üç ateş arasında kalıyor karikatür. İlk olarak, basının ekonomik olarak zayıflaması var: Gazeteler baskı altında ve okuyucularını kaybetmekten korkuyorlar. İkinci olarak, Charlie Hebdo ve Danimarka karikatürleriyle gördük, yanlış anlamalar mizahla programlandı, çünkü mizah yerel ama imaj küresel. Ve üçüncü faktör, politik dürüstlük, ancak bu ifade beni yoruyor. Ben suç iddiasının kabulünün yanı sıra ve öncesinde adaletin sağlanmasını içeren suçlunun tanınmasından söz açmak isterdim. İfade özgürlüğü ile iddialar arasındaki açık bir dengesizlik var. Oyun böyle olunca, her türlü mizah, hiciv ve temiz karikatür kesinlikle imkansız hale geliyor.
- Ancak ırkçılar, antisemitler veya homofoblar da nefretlerini saçmak için ifade özgürlüğünün ardına sığınıyorlar ...
Evet, bunu Hz. Muhammed karikatürleri olayında gördük. Savunduğum şey profesyonel karikatürcülerin ifade özgürlüğüdür. Biz başkalarının savaşının askerleri değiliz. Daha önemlisi, bir zamanlar Marine Le Pen'in yaptığı gibi, Müslüman aleyhtarı bir gündemi gizlemek için ifade özgürlüğü bayrağının ardına sığınan piyonlar değiliz. Ama kendi dinleri eleştirildiğinde sansür isteyenlerin aleti de olmayız. Manipülasyon girişimleri her iki taraftan gelir. Karikatürcülerin tek savaşı, aptallığa ve zulme karşı olmalıdır.
- Çizimlerinizde büyük sorunlar yaşadınız mı?
Tuhaftır ama hayır, International Herald Tribune ya da NYT’da olsun, yaklaşık yirmi yıldır hiçbir zaman uluslararası bir skandalın kaynağı ya da kurbanı olmadım. Demek oluyor ki, ya yaptıklarımın hepsi doğruydu, ya da hepsi yanlış... Ama bazı çizimlerime tepki geldi. Bunlardan biri Shiva hakkındaydı, Hintli okuyucuların öfkesini çekti ve uzun süren bir mektup kampanyası başladı. O zamanki patronum bunlara göğüs gerdi, işimi savundu ve hatta beni ancak olay yatıştıktan sonra bilgilendirdi. Netanyahu’nun bir ABD ziyaretinde Barack Obama’ya uğramadan Kongre’ye gitmesi hakkında NYT’da yayınlanan bir başka karikatürüm de okurların tepkisini çekmişti. Bir cumartesi günü kitleler sosyal medyada ayaklandı, NYT ile Goebbels arasında karşılaştırmalar yapıldı. Ortam çok ısınmıştı. Ancak Pazartesi günü, gazete aynı konuda ikinci bir çizim yapmamı istedi. Büyük bir rahatlama duygusu yaşadım.
- Yazı kurulu tarafından artık korunmadığınızı duyumsuyorsanız, yirmi yılda devir mi değişti demek?
Bu yüzden uyanmalıyız diyorum. Pes etmemeliyiz. Güç dengesi maalesef artık savunmada olan geleneksel medya ile hiper güçlü sosyal ağlar arasındadır ve tamamen asimetriktir. Bir yanda uzun vadeli bir bilgi birikimi, doğrulama, ılımlılık; öte yanda ucu açık taşkınlıklar, anlık görüntüler, söylentiler ve teknolojiyi kullanan öfke amplifikatörleri. Editörlerin geri çekilmeleri için bir nedenleri yoktur, bir çizgi çekmeleri gerekir. Neticede, sosyal ağlar ne onların editörleri ne de okurlarıdır.
- Desteklenmiş hissediyor musunuz?
Bu olay oldukça şaşırtıcı bir biçimde ses çıkardı. NYT, günlük bir gazete olarak büyük bir sembol olduğundan, ama aynı zamanda sosyal ağlarda da yaygın olarak olay sorgulandığından; hiciv, mizah ve karikatürcünün rolü hakkında gerçek bir tartışma yaşandı.
- Sermaye değişimi sonucu milyarderlerin sahip olduğu büyük gazetelerin, sizin suçladığınız bu zayfılamada rolü var mı?
Ben böyle görmüyorum. Her gazetenin bir hikayesi vardır. Emirlerin, sansürün yukarıdan geldiği kesin değil. Sorun, toplumsal ve bireysel düzeyde, demokrasi ve toplumsal tartışmalar düzeyinde. Bireyler arasındaki değiş tokuşlar sayesinde hepimizin gençleşmiş olması; sosyal ağların ve akıllı telefonların hayatımızı dikte etmesine ve bizi aptallaştırmasına izin veriyoruz. Gözü korkmuş medya, sosyal ağların kodlarını benimseme eğilimindedir. Sitelerinde en çok okunan makaleleri, en fazla beğenilenleri öne alıyorlar. Bu onları sosyal alt ağlara dönüştürüyor. Böylelikle her zamankinden daha savunmasız duruma düşüyorlar.
- Artık işlemediğiniz ya da işleyemediğiniz konular var mı?
Bir editöre güveniyorsak ve insanlar bize destek oluyorsa, hayır. Birkaç taslak yapıyorum ve bunları güvendiğim editörümün de aralarında olduğu beş, altı kişinin de oyuna sunuyorum, sonra hangisini çizeceğime kendim karar veriyorum: Oylamada birinci geleni çizmek durumunda değilim, fakat kesinlikle sonuncu geleni de çizmiyorum, çünkü birlikte çalıştığım gazetecilere güveniyorum. Bu profesyonel ve sağlıklı bir eleme sürecidir. Çöp sepetinin işimizin ayrılmaz bir parçası olduğunu unutmayın, iyi ki de var! İyi fikirler olduğu kadar çöpe uygun fikirler de var.
- Farklı karikatür tarzları var mı; mesela Anglo-Sakson, daha şiirsel ya da Latin ve daha politik-polemik karikatür?
Hayır, Amerikalı karikatürcüler daha "in your face" (şok edici- çn) olabilir. Çok katılar. Ancak farklı mizahlar vardır çünkü mizah çok kültürlüdür. Ocak 2015’te Charlie Hebdo trajedisi gerçekleştiğinde, Los Angeles'ta yaşıyordum. Fransız mizahını, "aptal ve kaba" ruhunu, alt kademeyi, hassasiyetlerdeki farklılıklarını anlatmam haftalar sürdü. Azınlıkların değerlendirilmesi Atlantik ötesinde çok keskindir: ötekine "hakaret edilmez". Fakat politik olarak, karikatür müthiş bir şekilde agresif olabilir.
Christian Losson ve Quentin Girard tarafından gerçekleştirilen ve orijinali Libération’da yayınlanan bu mülakatı, Açık Radyo için İzel Rozental Türkçeleştirdi.